“Söz Sizde” Programında Çözüm Süreci değerlendirildi

Her program sonrası adından söz ettiren “Söz Sizde” programının bu haftaki konuklaır CHP İl Başkanı Av. Bilal Doğan, MHP İl Başkanı Osman Aslan ve BBP Yönetim Kurulu Üyesi Fehim Taştan oldu.

Özellikle çözüm süreci ile ilgili değerlendirmelerin yapıldığı programda Çözüm sürecinde yaşananlar ve son gelişmeler, PKK’nın geri çekilmeyi neden durduğu gibi konular ele alındı.

Televizyoncu Mustafa İlik’in sunduğu “Söz Sizde” programına açıklamalarda bulunan CHP İl

Başkanı Av. Bilal Doğan Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu olduğunu söyledi.

Kürt sorunu nedeniyle yaklaşık 30 yıldır kan ve gözyaşı bu coğrafyaya hakim olduğunu söyleyen Doğan milyonlarca insanın yerinden ve yurdundan olduğunun altını çizdi.

Doğan programda yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: “Onbinlerce insan hayatını kaybetti. Bir şekilde iktidar partisinin başlatmış olduğu çözüm süreci gerçekten tüm Türkiye kamuoyunda bir heyecan yarattı. Çözüm süreci ile ilgili söylenen söylemlerde özlenen, arzu edilen barış ortamının sağlanacağı, artık klişe olmuş analar ağlamayacak deniliyordu ama bu nasıl olacak. Nasıl sağlanacak bu barış, hepimiz merak içindeyiz. Yaklaşık 1 yıldır süreç başladı. Biliyorsunuz Başbakan’ın talimatı ile oluşturan akil heyeti oluştu. Yaklaşık 2 ay Türkiye’yi karış karış gezdiler. İlimize de geldiler aslında hiç kimse akil insanların ne yaptıklarını tamamen anlamadı. İlimizde ise kapalı kapılar ardında özel davet edilen insanlara yönelik bir toplantı yapıldı. Bir şekilde akillerin Türkiye’de barış elçisi olarak kabul görmeleri barış elçileri olarak algılanmaları konusunda bir medya hareketi oldu. Türk halkının barış isteği yüksek ses ile meydana getirildi. Tüm bunlar olurken biz ne Başbakan’dan ne de kabine üyelerinden herhangi bir şekilde bu barışın nasıl sağlanacağı ile ilgili herhangi bir beyanat duymadık. Bırakın yazılı bir metini sözlü bir şey duymadık sadece analar ağlamasın, barış istiyoruz dediler. Barışı herkes istiyor. Barış istemeyen mi var. Türkiye Cumhuriyeti devletini 76 milyon nüfusunun hepsi barış istiyor. Barış nasıl sağlanacak, somut adım kapsamında hükümet, Başbakan bugüne kadar herhangi bir adım atmadı. Gelinen noktada da örgüt tarafından yapılan açıklamada hükümetin adım atması ile ilgili talepler var ve bu adımların bir an önce atılması yönünde baskılar var. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Yani hükümet barış istiyor  ama barışı ne şekilde istiyor, hangi koşullarda istiyor. Son günlerde demokrasi paketi adı altında Başbakan gündemi oyalıyor. Demokrasi paketi ne olacak. Tam anlamış değiliz. Biliyorsunuz biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çözüm süreci başladığı günden itibaren biz barışa evet ama çözüm sürecinin içeriğini bilmediğimiz için hizmet tarafından sürece katılmadığımız için açıkça çözüm sürecine evet diyemedik. Çünkü ne olduğunu bilmiyoruz. Defalarca Genel Başkanımız sürecinin içini açın, şeffaf olsun dedi ve CHP olarak bizim de katkı verebilmemiz için Cumhurbaşkanımız ile görüştü. Katkı vermek istiyoruz gerçekten, kalıcı barış için ama iktidar partisi bir türlü kabul etmedi. Bizim destek talebimizi şeffaf bir şekilde dikkate almadılar ve maalesef hükümet bizi sürece katmıyor. Türkiye’ye gerçekten kalıcı barış gelecekse bunun önce yasal zeminin oluşması gerekiyor. Yani hükümetin sözünü ettiği demokrasi paketinin biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak verdiğimiz yasa teklifleri ile başlattık. Bununla ilgilide Demokrasi ve Özgürlük bildirgemiz vardı. Biz %10 seçim barajının Türkiye’de gerçekten demokrasinin ve toplumsal barışın önünde en büyük engel olduğunu söyledik. Bununla ilgili yasa teklifi verdik. Başbakan gezi parkı olaylarından sonra milli iradeye saygı mitingleri yaptı. Milli iradeye saygı istiyorsanız gerçekten milli iradenin Türkiye Büyük Millet Meclisine yansıması lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisine yansıması için %10 seçim barajının kaldırılması gerekiyor. Bugün Türkiye’de siyaset yapan onlarca parti % 10 yüzünden partilerine oy veren insanların iradesi nerede ise yansımıyor. Bunun kaldırılması milli iradeye sahip çıkmaktır. Milletin oyu ile seçilmiş şuanda 8 milletvekili tutukluydu. Mehmet Haberal serbest bırakıldı.7 Milletvekili halen tutuklu yani bir yandan milli irade diyorsunuz, bir yandan da milletvekilleri tutuklu. Milli irade diyorsunuz seçim barajı var. Başbakan gerçekten iki takımın futbol maçı gibi top bir tarafta bir tarafta. Başbakan kaçak güreşiyor. Aslında 2000-2007 seçimleri olsun 2009-2011 seçimleri özellikle Başbakan yine bir barış rüzgarları estirmişti. Seçimi atlattıktan sonra herhangi bir olumlu adım atmadı. Biz bu seçimi önümüzdeki yerel seçimleri atlatmak için yerel seçimlerde başarı hedefini çıtasını yükseltmek için bir siyaset olduğunu düşünüyoruz. Gerçekten bugüne kadar Başbakan hükümet objektif olsaydı gerçekçi olsaydı, samimi olsaydı, olumlar adımlar atılacaktı. Olumlu adımlar atılmadı.12 Eylül darbesi ile yüzleşeceğiz demişti.12 eylül darbesi döneminde en fazla işkencenin yaşadığı yer Diyarbakır cezaevi sembol olmuştu. Biz Diyarbakır cezaevinin kapatılmasını ve müze haline getirilmesi için yasa teklifi verdik. Bu da ret edildi. Bunun gibi çok şey var. Biz gerçekten Türkiye’de kalıcı barışın sağlanmasını istiyoruz. Çünkü barış Türkiye’de yaşayan 76 milyon insanı ilgilendiriyor. Çatışma bölgesi Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu odaklı ama bu çatışmalar esnasında etkilenen 76 milyonun tamamı. Sonuçta İzmir’den de şehidimiz var, Trakya’dan da var.90 yıllarda çatışmaların en yoğun oldukları dönemde köyler boşaltıldı. Milyonlarca insan göç etti gitti. Gitmeleri sosyal yaşamı da etkiledi, İstanbul’u da  etkiledi. Bu bir şekilde Doğu, Güneydoğu Anadolu’nun sorunu değil tüm Türkiye’nin sorunu ve kalıcı barışın sağlanması için de hepimizin destek vermesi gerekir ama biz neye destek vereceğimizi bilmiyoruz. Başbakan şeffaf değil. Kaçak güreşiyor. Süreci uzatmak istiyor. Bunu sadece seçim yatırımı seçimleri atlatmak için bir bahane olduğunu düşünüyorum. Umarım öyle değildir. Gerçekten bu iki seçimi atlatıp bu şekilde Doğu ve Güneydoğudan oy almak için yapıyorsa yanılıyor”dedi.

 

MHP İl Başkanı Osman Aslan ise çözüm sürecinin şimdi başlamadığını çözüm sürecinin AK Partinin ilk iktidar yıllarından beri var olduğunu, gündemde olduğunu söyledi.

Türkiye’de bir kardeşlik ortamının olduğunu söyleyen Aslan şunları söyledi: “Bizim yüzyıllardır süregelen kardeşliğimiz var. Kürtlere kız vermişiz, onlardan kız almışız. Arazimiz bir, köylerimiz yan yana, birbirimizle etle kemik olmuşuz. Bizim Kürtlerle hiçbir sorunumuz olmadı ki kiminle barışıyoruz. Terör örgütü ile mi barışacakmışız. Terör örgütü ile devlet mücadele eder, müzakere etmez. Çözüm süreci ile ilgili biz tabi ki barıştan yanayız ama çözüm sürecinin içerisinde bir İmralı canisine gidiliyor bir başbakana neler konuşulduğu açıklanıyor mu? Açıkladıkları şey biz böyle bir söz vermedik. Eğer vermediler ise 8 aydır cenazeler gelmiyor, analar ağlamıyor ve doğru ama bu zamana kadar bu vatan uğruna, 41 bin anne ağlamış buna ne diyeceksiniz? Buna nasıl çözüm getireceksiniz? 41 bin anne ağlamış, 41 vatan evladı şehit olmuştur. Son 11 yıldır Ak Parti’nin iktidarında sadece şehit olan asker sayısı bine yakın, bu süreç başladığı günden bu yana intihar eden asker sayımız bin üstünde. Böyle bir çözüm süreci baştan beridir var idi. Şimdiye kadar neredeydiniz neden bugüne kadar önlemediniz. Bakın 8 aydır durmuş vaziyette bir şekilde, sözler ve vaatler verildi. Durdura bildiniz, neden bu güne kadar vatan evlatlarının öldürülüşüne göz yumdunuz. İçeriğini tam olarak bilmemekle birlikte bir çözüm süreci başlatıldı. İçereğini açıklayamıyorlar bir türlü. İmralı’ya bir heyet gidiyor Başbakan açıklayacağım diyor. İmralı cezaevi 5 yıldızlı bir otel gibi olmuş. Önüne gelene kapılarını açıyorlar.” Dedi.

BBP Yönetim Kurulu Üyesi Fehim Taştan ise “Türkiye’de Çanakkale’de destan yazılırken, Anadolu’da milli mücadele verilirken, Çanakkale’de Seyit Onbaşı 270 kiloyu kaldırırken, Gaziantep’te kara Fatma annemiz silahı ile Fransa ile mücadele verirken, o günler de ülke yönetiminde kötü insanlar vardı. Onların amaçları zengin olmaktı. Ama mücadeleyi Çanakkale’de verenler kazandı. Gaziantep’te verenler kazandı. Onun için hiç umutsuzluğa kapılmadan biz doğru yürüyeceğiz. Doğru bildiğimizi anlatacağız. Yarın ahire intikal ettiğimizde Cenab-ı Allah bize neden anlatmadınız diye soracak. Niye iktidar olmadınız diye sormayacak. Çözüm süreci için ne yaptınız. Tutturmuşunuz ana dilde eğitim. Çözüm süreci içine ne doldurdukları belli olmayan bir balon gibi ellerinde. Herkes bundan geçinmek istiyor. 3 gün öncesine kadar PKK bunun bir tarafı olarak kabul ediliyor. PKK İmralı’ya gittiğinde İmralı’nın mektupları hem yurt dışına hem de Kandil’e ulaştığını öğrendiler. Yani burada herkes faydalanmak istiyor. Birileri bu ülkedeki gündemi değiştirmek için milleti toplamışlar meydana, ipe de bir cambaz çıkartmışlar. Cambaza bakın derken el çabuk ile milletin cebindeki değerleri alıp götürüyorlar. Bugün Türkiye’de oynanan oyun cambaza bak hadisesinden başka bir şey değildir. Bu ülkede değer kalmadı, inanç kalmadı, gençlik kalmadı. Bu ülkede yarına ümidi olan insan kalmadı. Her şeyi menfaatçi bir yapıya bağladılar. PKK’nın Türkiye’deki çıkış sürecine bakıyoruz, yetmişlerin ortası bir usta el tarafından bu örgüt büyütülüyor. Gele gele 1980 iktidarına geliyoruz.1980 iktidarında nefes aldırmadı askerler bu insanlara. Diyarbakır cezaevinde PKK örgüt eğitimi var. Bugün sıkı yönetimde askerinin cezaevinde sizin o idarenin bilgisi haricinde gece örgütsel bir eğitim veya çalışma yapmanız mümkünümdür. Güneydoğu örgütlerinde içerisinde insan var ise tamamını Diyarbakır’a topladılar. Ve tamamı cezaevinden çıktıktan sonra birinci sınıf PKK militanı olarak çıktılar. Diyarbakır’daki cezaevinden çıkan insan ya kendini yurt dışındaki kamplarda buldu. Ya da kandilde buldu” dedi.